4 Nisan 2014 Cuma

Havuç


Zaten boktan bir sabahla başladı gün, hani derlenip toparlansa dert etmeyeceğim ama bi türlü olmadı.  Bildiğin,  aynı teraneler hep.  Ya sabır,  sus kızımlarla geçen günün akşamı.  
Üstüne bir de akşam yemek yaparken parmağımı rendeledim havuç yerine , aslına bakarsan ilk başta kanamadı ama kanamaya başlayınca da durmadı. Yooo acımadı daha doğrusu acı denemezdi. Bir an sesleneyim de yardıma gelsin en azından durmayan kandan dolayı yaptığım paniği dindirsin diye aklımdan geçti. Hemen vazgeçtim.  Sonuçta,  gelse ya bağırıp çağıracak ki bugünlerde tek yaptığı o, ya offlayıp puflayacak yada kanı görünce bayılacak. Gereksiz! Zaten yorulmuşum bütün gün.
O an işte tam o an saçma sapan ağlamaya başladım.  Hayır parmağımın acısından değil günün getirdiği ya da götürdüklerinden mi bilemiyorum yoksa onca zaman biriken ve gerekli gereksiz ortaya çıkan yalnızlığımdan mı bilemiyorum.  Ağladım, sessizce! En çok da o koydu biliyor musun?
Olay belki de bildiğin havuçtandı!

Hiç yorum yok: